Tarihi Çorbayı Günümüze Taşıyan Son Temsilcisi Kenan Usta
Merhum Salim Yeter’in ustalığıyla tanınan işkembe çorbası, Kenan Başer’in ellerinde günümüze taşınıyor. İşkembe çorbası halk arasında "Midenin Yaması" Osmanlı döneminden bu yana bağışıklık sistemini güçlendirici özelliğiyle biliniyor.
Bafra’da yıllardır işkembe çorbası geleneğini yaşatan ve bu eşsiz lezzeti günümüze taşıyan Kenan Başer, ustası merhum Salim Yeter’in yadigârını devam ettiriyor. Yıllar önce Bafra’da Kibaroğlu Sineması civarında, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte büyük bakır kazanlarda pişirilen işkembe çorbası, Salim Usta’nın ellerinden damaklara taşınmıştı. Salim Yeter, çorbasını sabah ezanı öncesinde hazırlar ve kısa sürede tüketilen çorbasıyla esnaf ve memurların vazgeçilmezi olurdu.
Kenan Başer, kendisine işin püf noktalarını öğreten Salim Usta’yı rahmetle anarken, ustasından devraldığı bu geleneği Tekel Caddesi’ndeki Halis Köfteci’de yaşatıyor. Her gün hazırladığı işkembe çorbasını damak zevkine düşkün müşterilerine sunan Başer, ayrıca Halis Köfteci salonları sahibi ve Bafra Lokantacılar Odası Başkanı Doğan Karafazlıoğlu’na teşekkürlerini iletti.
Lezzetin Tarihçesi: Osmanlı’dan Günümüze İşkembe Çorbası
İşkembe çorbasının geçmişi Osmanlı dönemine kadar uzanıyor. 17. yüzyılda Evliya Çelebi’nin “Seyahatname” adlı eserinde İstanbul’da 300 işkembeci dükkânı bulunduğundan bahsediliyor. Osmanlı saray mutfağında da popüler olan bu çorba, özellikle kış aylarında bağışıklık sistemini güçlendirmek için tüketiliyor. Kalsiyum, fosfor, demir ve magnezyum açısından zengin olan işkembe çorbası, sağlığa olan faydaları nedeniyle halk arasında “midenin yaması” olarak anılıyor.
Günümüzde de bu lezzeti yaşatan son temsilcilerden biri olan Kenan Başer, “Bu çorbayı işkembe severlere sunmak benim için bir onur. Geleneklerimizi yaşatarak gelecek nesillere bu lezzeti aktarmak en büyük arzum,” dedi.
