Türkiye Çin'den sonra 2. Sırada.

2009'dan beri Samsun İli Arı Yetiştiriciliği Birliği Başkanlığını yürütmekteyim. Arıcı bir ailenin çocuğuyum.  Arıcılık dededen, dedemin babasından gelme bir meslek. Arıcılığa geçmişi 5-10 yıllık değil, aşağı yukarı 80 yıla dayanan bir arıcılık.

Ben Samsun'da birlik başkanı olduğumda bizim 200 üyemiz vardı, şuanda 1.000 civarına geldik. Yaklaşık 90.000 aktif kolonimiz ve yaklaşık yıllık 1300-1400 ton bal üretimimiz var. Arıcılarımızın 60 göçer arıcılık, gezgin arıcılık yapmaktadır. 

Göçer arıcılık kışlatmayı sahil kenarlarında geçirip arıyı ilkbahara hazırlayıp daha sonra yüksek yerlere doğru arıları alıp bal hasadına, bal üretmeye gitmek demektir.

Samsun şuan arıcılıkta Türkiye'de ilk 10-15'in içinde. Samsun tarım şehri, Türkiye Tarım Ülkesi. Samsun'da tarımın önceliği daha farklı kollarda da tarım yapılabildiğinden arıcılık değil.  Arıcılık ikinci planda kalmış gibi gözükmesine rağmen Samsun arıcılığında bir yükseliş var. Türkiye ise hem bal kovanı hem de bal üretimi bakımından dünyada Çin'den sonra 2.sırada.

Arıcılarımıza bazı önerilerde bulunmak gerekirse; kestane alanlarının fındık alanlarının bulunduğu yerlerde fındığa atılan ilaçlardan arılarını korusunlar diyorum. Arıcılarımıza yapacağımız en büyük uyarı şuanda budur.

Ticari anlamda 2017 arıcılar için iyi bir yıl oldu. Bal geçmiş yıllara göre biraz daha değer kazandı, biraz daha katma değeri yüksek oldu diyelim. İnşallah bu yıl da petekli bal üretiminde fiyatların beklentileri karşılayacağını düşünüyorum. Çünkü petekli balda, karakovan balı dediğimiz bal, 11-12. ayda Türkiye genelinde yok sattı.

2017'den geriye doğru baktığımızda bal son 3-4 yılda arıcılar ballarını hep aynı fiyatlarda verdiler. Ama 2017 farklı oldu, 2018'in de farklı olacağını düşünüyorum.

Bu bahsettiğim konuların hepsi önemli. Lakin zirai ilaçların arıcılığa etkisi nedir, zararı nedir bu çok önemli. Sadece arıcılara değil, tüm tarım yapan herkese bunu anlatalım.

"Çünkü arı olmadan tarım olmaz, tozlaşma olmaz."